BANA NE LAZIM BİLİYOR MUSUNUZ?

Bana ne lazım, neyi istiyorum, neye imreniyorum biliyor musunuz?

Bu bir hayal ama o kadar da fantastik değil, mümkünsüz değil, makul bir istek. Şöyle ki;

Öncelikle büyük bir arabam olmalı. Gösterişli değil ama konforlu ve rahat. Çok hızlı değil ama yere sağlam basan. Fazla donanımlı değil ama güvenli. Değişik renkli değil ama siyah. Yeni model değil, eski.

Ve istediğim zaman da üstü açılabilmeli, mesela şöyle:

Arabada kontağı çevirir çevirmez jazz müziğim otomatik olarak başlamalı. Mesela, Dean Martin’den “Ain’t That A Kick In The Head” çalmalı ki enerjim artsın.

Veya Dean Martin ve Frank Sinatra’nın düet yaptığı “King of the Road” da çalabilir.

Arabada sadece jazz müzik çalmalı, belki arada country. Enerji için Dean Martin, yolda giderken Frank Sinatra, dinlenirken Ella Fitzgerald, geceleri Marty Robbins çalmalı…

Ve ara sıra Peggy Lee, Natalie Cole, Ray Charles, Louis Armstrong, Helen Forrest, Billie Holiday, Nat King Cole, Tony Marcus, hatta Van Morrison ve Michael Buble bile çalmalı.

Arabada bu jazz üstatlarının tüm kaliteli albümleri olmalı.

Kimi zaman yolda arabada yatmalıyım, kimi zaman istediğim bir küçük otelde. Bütün dünyanın her yerini karış karış gezerek, her gün başka bir yere giderek, her gün başka bir yerde kalarak, her gün değişik bir şeyler yiyerek günler geçirilmeli.

Bütün günlerim yollarda geçmeli… Arada değişik insanlar da görülmeli ki canım sıkılmasın.

Tabi çoğunlukla yollarda yalnız bir şekilde, tek başıma…

Gördüğüm manzara çoğu zaman boş yollar olmalı ve bundan huzur duyulmalı.

Gidilen yerlerin fotoğrafları çekilmeli ve görülen farklı yerler hakkında yazılar yazılmalı, tabi canım isterse ve uygun görürsem. Ara sıra yeni filmleri izleyebilmek için sinemaya gidilmeli, bazen de kitap okuyarak mola verilmeli.

Yollarda giderken veya durduğum güzel yerlerde arabanın torpido gözünü açtığımda şu manzara beni karşılamalı.

Keyifle içilen bir puronun ardından her seferinde farklı bir çeşidini denemek üzere yenileri alınarak stok her zaman dolu tutulmalı.

Amerika bu yolculuk için en uygun yer ise; Nevada çölünden Las Vegas’a, oradan Grand Canyon’a, biraz aşağıya Meksiya’ya, oradan Teksas’a, oradan Virginia’ya derken gidilmedik ve görülmedik bir yer bırakılmamalı.

 

Belki işim bu olmalı, belki de bir şekilde maddiyat ile kimseye karışmadan, bulaşmadan, zarar vermeden bir yaşam sürdürülmeli...

Boş vakit, araba, yollar, jazz müzik, puro, kitap, film, yiyecek ve içecek... Bu kadar...

Ne güzel bir hayal, ne güzel bir hayat değil mi?

 

Burak Çınar (2014)